
Ali Berat Küçük, Münih doğumlu, 26 yaşında genç ve dinamik bir bireydi. Münih’te eğitim aldı ve burada çalışarak vergisini ve sigortasını aksatmadan ödeyen örnek bir Münih’li olarak hayatını sürdürüyor, yıllık tatilini anavatanında geçirmek için gün sayıyordu. Ancak, bu huzurlu ve umut dolu hayatı, cadde ortasında yaşanan bir saldırıyla trajik bir sona erdi. Ali, güpegündüz, başta sırtından daha sonra da göğsünden bıçaklandı. Saldırgan, sadece Ali’yi hedef almakla kalmadı; aynı zamanda başka bir genci de yaraladı ve bir başörtülü kadını da son anda kurtardı.

Olay yerine hızla intikal eden emniyet güçleri, 41 yaşındaki saldırganı tutukladı. Ali Berat ve diğer iki kurban, bu korkunç olaydan sağ kurtulmayı başardı; ancak yaşanan travmanın etkileri uzun süre devam edecekti. Saldırganın, İslam düşmanlığı ve kurbanlarını dış görünüşlerine göre seçtiğini itiraf etmesi, kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı.
8 ay 22 gün sonra mahkeme, saldırganın şizofrenik bir hasta olduğuna ve psikolojik sorunlar yaşadığına karar verdi. Bu süreçte, saldırıya uğrayan iki gencin hala psikolojik sorunlar yaşadığını öğrenmek, durumu daha da dramatik hale getirdi. Kamuoyunda beklenen, saldırganın ölüme teşebbüsten mahkum edilmesiydi; ancak bu gerçekleşmedi. Türk toplumu olarak Ali Berat’ın sesi olabilirdik, ama olamadık. Ne yazık ki, OEZ kurbanları gibi Ali Berat da unutuldu.
Bugünlerde Münih oldukça hareketli. Şehrin önemli cadde ve meydanlarında Türk gençleri yürüyüşler düzenliyor. Ancak yürüyenler, Ali Berat için değil, Türkiye karşıtlığı için yürüyor. Anlıyoruz, demokratik haklarını kullanıyorlar ama biz, bir kez de Ali Berat için zıplamalarını, protesto etmelerini, seslerini yükseltmelerini istiyoruz. Bir kez de OEZ mağdurları için meydanlara koşmalarını, Münih’te siyasi partilerin kabul etmediği Türkler için yürümelerini talep ediyoruz.
1961’den beri Münih’in her köşesinde alın teriyle çalışan, gece gündüz demeden emek veren, Almanya’nın kalkınmasına katkıda bulunan ama hak ettiği değeri göremeyen Türk insanı için yürüyün, ya da zıplayın. Can verdiğimiz o al bayrağı taşıyanlar, sizi çok seviyoruz; lakin bir kez de bizim için zıplayın. Unutmayın, sesimiz olmadan yapılan yürüyüşler, bizim hikayemizi anlatmaz. Lütfen, bir kez de bizim için zıplayın.