GURBETÇİLER TÜRKİYE’NİN EKONOMİK DİREĞİDİR
Yurtdışındaki vatandaşlarımız yalnızca aile bağlarını değil, Türkiye’nin ekonomik istikrarını da yıllardır sırtlamaktadır. Sadece Almanya’dan gelen Türk vatandaşları her yıl 10 milyar Euro’nun üzerinde döviz bırakmaktadır. TÜİK verilerine göre, son 5,5 yılda Türkiye’ye yapılan ziyaret sayısı 30 milyonun üzerindedir; bu ziyaretlerde 33 milyar doları aşkın döviz girdisi sağlanmıştır. Konut yatırımları, küçük ve orta ölçekli işletmelere sermaye aktarımı, yazlık harcamaları ve tarıma destekleri ile yerel ekonomiler doğrudan desteklenmektedir. Bu rakamlar, gurbetçilerin yalnızca anavatana olan duygusal bağlılığını değil, makroekonomik katkılarını da açıkça ortaya koymaktadır.
SİYASAL TEMSİLDE ADALET ESASTIR
Saadet Partisi olarak, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sağlıklı ve adil biçimde temsil edilmesini savunuyoruz.
Bu kapsamda, çağrımız nettir: 82. Seçim Bölgesi derhal kurulmalı, Yurtdışındaki vatandaşlarımız TBMM’de doğrudan kendi milletvekilleri aracılığıyla temsil edilmelidir.
Bu sistem sayesinde: Vekiller hem Ankara’da yasama görevlerini sürdürecek, hem de yaşadıkları ülkelerde vatandaşla iç içe olup sorunları yerinde gözlemleyerek çözüm üretecektir. Ayrıca, bu vekiller Türkiye’ye doğrudan yatırım akışını teşvik edecek bir köprü görevi üstlenecektir.
TOPLUMSAL BARIŞ VE SİYASİ SAĞDUYU
Bazı bireysel uygunsuz davranışlar, gurbetçilerin tamamına mal edilemez. Toplumda oluşan bazı algılara duyarlıyız; ancak çözüm, dışlamak değil, birlikte yaşama kültürünü güçlendirmektir. Gurbetçiler, yalnızca oy kullanan bireyler değil; Türkiye’nin dış temsilinde, ekonomik direncinde ve kültürel aktarımında asli unsurlardır. Bugün Milli Takım’dan sanat dünyasına, akademiden girişimciliğe kadar binlerce başarı öyküsü gurbetçilerimize aittir.
Son olarak gurbetçiler bu milletin ayrılmaz bir parçasıdır. Oy kullanma hakları, adil ve kontrollü bir sistemle güvence altına alınmalıdır. Yurt dışı seçim bölgesi, siyasal katılımı şeffaf ve dengeli hale getirecek en makul çözümdür. Saadet Partisi olarak biz, ötekileştiren değil, bütünleştiren bir yaklaşımı esas alıyoruz. Çünkü biliyoruz ki: Gurbetçinin duası bu toprakların bereketidir. Alın teri bu milletin harcıdır. Ve gurbetçinin onuru, bizim onurumuzdur.”
